
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
2-)CEM'İN YAPILIŞI:
Alevi dinsel törenlerine “Ayin-i Cem” (Ayn-ül Cem) veya sadece “Cem” denir. Ayin-i Cem’in dini, sosyal ve kültürel boyutları vardır. Öncelikle Cem bir ibadettir, ibadetin kaynağı ise Kuran’dır. Kılınan halka namazı, okunan dualar Kuran’a dayanır. Cemde okunan bazı ayetler şöyledir; (Sözü edilen ayetler Alevi kaynaklarında da yer almaktadır. Ancak burada açıklaması verilen ayetler “Kuran’ı Kerim ve Açıklamalı Meali”, Diyanet Vakfı Yayınları /86’dan alınmıştır.)
Çerağ uyandırılırken: Nur Suresi 35. ayet: “Allah, göklerin ve yerin nûrudur. O’nun nûrunun temsili içinde lamba bulunan bir kandillik gibidir. O lamba kristal bir fanus içindedir; o fanus da sanki inciye benzer bir yıldız gibidir ki, doğuya da, batıya da nispet edilemeyen mübarek bir ağaçtan, yani zeytinden (çıkan yağdan) tutuşturulur. Onun yağı, neredeyse, kendisine bir ateş değmese dahi ışık verir. (Bu) nûr üstüne nûrdur. Allah dilediği kimseyi nûruna eriştirir. Allah insanlara (işte böyle temsiller getirir. Allah her şeyi bilir.”
Dar’a duran talipler için rehberin okuduğu: A’raf Suresi 23. ayet: “(Adem ile eşi) dediler ki: Ey Rabbimiz, biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.”
Dedenin tövbe duasından önce okuduğu Tevbe Suresi 119. ayet: “Ey iman edenler! Allah’tan korkun, doğrularla beraber olun.”
Görgüsü yapılanlar için dedenin okuduğu Fetih Suresi 10. ayet: “Muhakkak ki sana biat edenler ancak Allah’a biat etmektedirler. Allah’ın eli onların ellerinin üzerindedir. Kim ahdini bozarsa, ancak kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Allah ile olan ahdine vefa gösterirse Allah ona büyük mükafat verilecektir.”
Kurban’ın tekbirlenmesinden önce okunan Saffat Suresi 103. -106. ve 107. -111. ayetler: “Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca: Ey İbrahim, rüyayı gerçekleştirdin. Biz, iyileri böyle mükafatlandırırız. Bu, gerçekten çok açık bir imtihandır, diye seslendik.
Biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik. Geriden gelecekler arasında ona (iyi bir nam) bıraktık: İbrahim’e selam! dedik. Biz, iyileri böyle mükafatlandırırız. Çünkü o bizim mümin kullarımızdandır.”
Sofra kurulduktan sonra dedenin okuduğu İnsan Suresi 8. ve 9. ayetler: “Onlar kendi canları çekmesine rağmen yemeği yoksula, yetime ve esirlere yedirdiler. ‘Biz sizi Allah rızası için doyuruyoruz; sizden ne bir karşılık ne de bir teşekkür bekliyoruz’ dediler.”
Cem’in aynı zamanda sosyal ve kültürel boyutları vardır. Alevi yaşama tazındaki kadın-erkek eşitliği ve birlikteliği Cem’e de yansır. Aslında orada “kadın” ve erkek” yoktur, cinsiyet yoktur. Herkes bir candır, herkes “ayini cem erenleri”dir.
Cem erenleri birbirinden razı olmak, küs-dargın olmamak durumundadır. Bu anlamda “meydan” uzlaşmanın, dayanışmanın yaşandığı bir hizmet alanıdır. Her talip yılda bir defa kendisini dar’a çeker, incinmiş, gücenmiş kimse varsa hatasını tamir eder. Hatasının ağırlığına göre düşkünlük sistemine uygun olarak cezası kesilir. Talibin cezasını cem erenleri ve Dede /Baba ittifakla verirler. Meydan tövbe yeridir; Allah’a sığınma ve günahlardan dolayı tövbe etme yeridir. Meydan kul hakkının teslim edildiği yerdir. Kul hakkının bu dünyada verilmesi, öbür dünyaya bırakılmaması Alevi ahlakının, inancının, kültürünün temel prensiplerinden biridir.
Alevi geleneğine göre Cem ayini (erkanı) Kırklar Cemine dayanır. Muhammed Miraç dönüşü Kırkların arasına katılır. Ancak bu katılma kolay olmaz. Peygamber sıfatıyla içeri giremez fakat “hadimül fukara” olarak aralarına girer. Bu sembolik anlatımın anlamı şudur ki, Kırklara katılmak, ceme girmek için insanın tüm üstünlüklerinden, mevki-makam göstergelerinden arınmış olması gerekir.
Kırklar arasında Şah-ı Merdan Ali, Selmanı Pak ve diğer erenler bulunmaktadır. Cem erenlerinin 17’si kadındır. Bunun anlamı şudur ki, cemde kadın ve erkek, kendi cinsiyet özelliklerinden uzaklaşarak, bacı-kardeş varolurlar.
Muhammed ulunuz kimdir diye sorunca, Kırklar “Bizim küçüğümüz, büyüğümüz yoktur. Küçüğümüz de uludur, büyüğümüz de uludur. Birimiz kırkımız, kırkımız birimizdir” derler. Buna nişan istetince Ali kolunu uzatır, içlerinden biri “destur” diyerek bıçakla kolunu çizer. Kolundan bir damla kan gelir, o sırada Kırkların kollarından da birer damla kan gelir. Burada eşitlik, özde aynılık anlatılmaktadır. Cemde büyük-küçük, zengin-fakir, alim-cahil, kadın-erkek yoktur, herkes eşittir. Muhammed bir üzüm tanesini ezer ve suyunu Kırklara pay eder. Cem erenleri paylaşmayı eşit olarak gerçekleştirirler. Üzüm (engür) suyunu içen Kırklar “Ya Allah” deyip semaha dururlar, Muhammed de onlara katılır. Semah ruhun yedi kat gökte yükselmesini, Hakk’a yönelmesini simgeler. Semah bu anlamda dinsel içeriklidir ve yöreden yöreye, gruptan gruba değişiklikleri ifade eden kültürel motiflere sahiptir.
CEM'İN YAPILIŞI VİDEOLARDA KISMINDA ;